28 Eyl 2009

Ahaahahahah

Annem bugün okula basladi, yeni girdi eve. Surat asik, morali bozuk. Moral verdim azcik. Ders vermisler de dersini yapmis gelmis. Hicbisey bilmiyorum diyo. Cok güldüm ya, resmen yeniden basliyolar almanca´ya. Der, die, das vs. vs. Almanca kursu bildigin, aklima hep farkli bir sey geliyo aslinda almanca, kurs falan diyince. Yardim etcektim bir de, ne hevesler ne hayaller. Senin yerine Annem´e yardim edicem simdi. Demek kaderde varmis yardim etmek.

Oktoberfest 2009

Türkcesi yok bunun. Tercüme etsek Ekim Festivali denir herhalde, bilmiyorum. Belki de vardir, arastirmadim. Her sene Eylül´de baslar ve Ekim´e kadar sürer. Sürerse Ekim´e sürmezse de banane zaten. Dünya´nin en büyük "Luna Park´i" olan "Oktoberfest" bu sene de son sürat devam ediyo. Ilk 2 günde 2 milyon ziyaretcisi vardi zaten, suanki durum nedir bilemicem. Ilk günden 1 kisi asiri alkolden hayatini yitirirken 790 kisi alkol komasina girmis. Hayvan gibi icerlerse suc benim mi? Gebersin ibneler.

Her sene az bucuk Terör yüzünden yusuf yusuf olan almanlar bu sene daha bi yusuf. El Kaide video yayinlamis ve "ayik olun ulan" sinyali vermis. Her yer polis kayniyo bu aralar. 35 km kuzeyinde kalmamiza ragmen münihin.

Radyoda´da sürekli terör haberleri. Bisey olacagini sanmiyorum, almanlar cok saglamcidir. Haaa teröristler kafaya koyarsa onu engellemek de imkansiz gerci. Istedigin önlemi al.

Saldiri falan olmasin, sucsuz günahsiz insanlar ölmesin, tek temennim bu.


Bir de bu terör ile ilgili bir hikaye var ki anlatilan evlere senlik. Cumartesi günü takim arkadasim anlatmisti. Bugün de is yerinde 2 ayri kisiden duydum ayni hikayenin farkli versiyonlarini. Ufak detaylar farkli sadece.

Hikaye de su: Kadinin biri Oktoberfest´de cüzdan buluyo. Cüzdanda büyük miktarda para var. 3 kisiden duydugum icin biri 9.000 €, biri 3.000 €, biri ise 15.000 € dedi. Her neyse. Cüzdanda adres´de yaziyo tabi. Bizim iyi niyetli kadincagizimiz parayi almayip gidip adrese teslim etmek istiyo, miktar da büyük oldugu icin polise vermek yerine kendisi gidiyo adrese. Valla ben olsam parayi alirdim, yalan yok. Iyi para lan 9.000 €. Hic olmadi kimsesizler yurduna yada Türk Kizilay´ina bagislardim. Neyse konu o degil zaten. Kadin götürüyo parayi, basiyo zile. Adam diyo ki yukariya gelin, kadin diyo yok gelmem siz gelin falan. Adam iniyo asagiya. Bildigin arap, sakalli makalli falan. Adam sasiriyo ve cok tesekkür ediyo, kadina 1.000 € teklif ediyo. Kadin istemiyo. Adam da israr ediyo ama nafile. Sonra adam diyo ki size nasil yardimci olabilirim? Size yardim etmek istiyorum diyo. Kadin kem küm derken adam "o zaman bu sene daha da Oktoberfest´e gitmeyin" diyo. Kadin bunun üzerine polise haber veriyo. Polis eve arama yapmak icin gittiginde evi bosaltilmis bir sekilde buluyo.



Bana kalirsa da gitmesinler, pek gidilesi bir yer degil kanimca. Gecen sene hayatimda ilk defa gittiydim. Onda da pek bisey anlamadim. Kalabaliga bir giriyosun bir daha cikmak zor oluyo. Akinti nereye sen oraya, heryer sarhos insan falan filan. Cekilcek gibi degil hani. Gidersem büyük guruplarda sirf geyik olsun diye giderim, alkol icmem. Zaten bir Maß (Bir litrelik bardaklara böyle derler burda) 8, 60 falanmis. Gerek var mi? Yok...


Bir de Resim ekleyelim sonuna da bilmeyenler hayal bari edebilsin..




Öptüm

27 Eyl 2009

Alpaslan Dikmen!


01
Bir sene olmus abi sensiz,
duyuyor musun bizi,
görüyor musun bizi,
biz seni cok özledik...



Ruhun sad, mekanin cennet olsun.


27 Eylül, Kahpe Eylül.

Ismail. Annemizin de mekani cennet, ruhu sad olsun.

26 Eylül 2009 Konser

Hayatimda ilk defa Konser´e Konser oldugu icin gittim. Daha önce Nürnberg´de Mahmut ile icmeye disko´ya gitmistik, tesadüfen Murat Boz´un Konserini dinlemek zorunda kaldik. Arkada sessiz ve sakin sekilde ictik zaten o gece. Ön tarafta yine sinir oldugum topluluk.

Neyse dün (26 Eylül 2009) gittik Münih´e. Zenith Salonundaydi Konser. Puan vermem gerekirse Konser´e 10 üzerinden 3 veririm yani, hani her konser böyle mi onu da bilmiyorum ama ben pek begenmedim. 4 tane sanatci vardi. Gökhan Tepe, Bengü, Demet Akalin, Gökhan Özen.


21´de basliyodu Konser, biz 20´de ordaydik. Salon bos gibiydi. Yada cok büyük oldugu icin bos geliyodu bana. Gerci sonra doldu zaten baya.

Her neyse yanimizda kizlar da oldugu icin ön siralara dogru konuslandik. Ardindan icilinebilir biseyler baktik. Icmeye bile gerek yoktu aslinda, lakin fiyatlar kafa yapiyodu. Vokda-Bull 9.50 €, Desperados 5.50 €. Cüsünüz dedik zaten.


Gelelim konsere. 21 de baslayacakti güya. Ilk olarak cikan Gökhan Tepe tam olarak kacta cikti bilmiyorum ama 22.30 vardi saat sanirim. Gökhan Tepe sahneye cikti ve kendi kendime düsündüm "bu mu lan Gökhan Tepe?" diye. Kendi kendime düsünmemis olmaliyim ki etrafimda bana bakanlar oldu. Sesli düsünmüs de olabilirim. Ilk defa görüyordum Gökhan Tepe´yi. Yolda görsem yüzüne bakmam, o derece. Ama kulagima tanidik gelen sarkilari vardi. Üstelik Gökhan Tepe ile gecenin en bomba olayini yasadik. Adam son sarkisini söyledi ve sapkasini kalabaliga firlatti. Sapkayi bize göre baya sola dogru firlatti. Sapka süzüle süzüle bize dogru döndü. Böyle bir falso anca Hagi´nin sutlarinda görülür serefsizim. Arkama dogru inereken sapka icimden "aha sictik bu sapkayi bizimkiler kapar" dedim. Bu sefer harbi icimden dedim. Arkami döndügümde Kankam havada Volkan Demirel ile Türk Hava Yollarinin Airbus A340-300´ü karisimi bir sekilde havada duruyodu. Dedigi tek sey de "Aldim" oldu. Harbi sapkayi kankam kapti. Burdan onu tekrar tebrik ediyorum. Boru degil lan en az 2 bin kisi arasindan. =)



Sonra gitti bu Gökhan, zaten sikilmistik artik. Git git diye hareket cektik belki de ondan utandi. Yerine 38 saat sonra Bengü geldi, Bengüden önce benim uykum geldi zaten. Neyse. Bengü´nün kiyafeti mor gibim biseydi. Sanirim kumas az gelmis, kisa bi elbiseydi lakin, gerci cok da kisa degildi ya. Bengü de cirkinmis bu arada, güzel diyenlerin zevkinden süphe eder oldum. Fizigi güzel, o kadar. Bengü´nün sarkilari daha bilindik, daha tanindikti. Bir de bizimle sohbet etti azcik. Yok efendim ask acisi cekenlereymis, yok efendim sevgililereymis. Bagirdim "sevgilim yok kiii" diye. Gökhan Tepe gibi Bengü de Playback yapti ama. Hic yakistiramadim. Hatta konsere 10 üzerinden 3 vermemin de en büyük nedeni budur. Playback. Arkadasim 2000 kilometreyi sen Playback yapmak icin mi geliyosun? Biz dün dinledigimiz sarkilari daha yüksek kalitede Arabamizda, Bilgi Sayarimizda dinliyoruz. Ne gerek vardi ki gelmenize? Hem biz dikildik saatlerce hem siz bosa geldiniz. Geri zekalilar yine sinirlendim.

Bengü´nün Gökhan Tepe gibi atacak biseyi yoktu. Bir ara korktuk ulan bu da sütyenini falan atmasin diye. Kiyamet kopardi ezilirdik herhalde hepimiz. Ölcez elbet bir gün ama bu Bengü´nün sütyeni yüzünden olmasin istedim. Allah´tan da olmadi. 4-5 Sarki söyleyip, bizimle az sohbet edip Bengü´de gecenin karanliginda kayboldu. Gökhan Tepe´den daha iyiydi ama, yada bana öyle geldi.


Bir 58 saat sonra Demet Akalin geldi. Gecenin fiyaskosu. Fazla yazmak da istemiyorum bu meymenetsiz surati mahkeme duvari gibi olan kari hakkinda. Yazmayalim daha iyi hani. Sahneye sarkiyla cikti direk, tamam sarkilari güzel ok ama insan bir kere merhabe der, nasilsiniz der, ne bileyim insani gaza getirir yahu. Sarkilari söyledi ve kacti. "laylaylaylalaaaaaaay Ibrahim Kutluayyyyyy" diye bagirdik. Duymustur insallah.


Ve son olarak Gökhan Özen geldi. En iyi performansi o sergiledi nitekim. Kizlar zaten hasta kendisine, ön taraf doldu baya. O da bizimle sohbet etti, asktan bahsetti paradan bahsetti. Parayla gercek aski satin alamazsiniz dedi. Ben de dedim gercek ask var mi lan Gökhan? Neyse bu mevzuya dalmiyim cikamam simdi moralim bozulur kalpte bir vefasizin yarasi. Gökhan Özen´i sevdim, delikanli cocuk, sarkilari güzel. Fakat canli biraz daha cirkin duruyodu ya. TV´den daha yakisikli, simdi kiskaniyosun falan demeyin neyini kiskanayim? Yakisikli cocuk zaten ona bisey demiyoruz. Ama canli görünce o kadar da degil gibime geldi benim.


Böyle bir konserdi iste. Bitince After Show Party vardi. Biraz takildik sonra yorgun bir sekilde eve geldik. Yatagimi o kadar özlemisim ki anlatamam. Kankama cikista da dediydim, burdan da tekrarliyorum. Ankara´nin Dikmeni, bir daha konsere gidersem ......! 35 € ya deplasmana giderdim lan ben, Graz´a.


Bu arada son olarak sunu belirteyim, merak edenler olacaktir. Gökhan Tepe´nin sapkasinin markasi H&M. Resmen H&M´den almis. Onlar da bizim gibi yani.



26 Eyl 2009

Kalp Yarasi

Bir dostun blogunda gördüm, cok cok etkileyici. Onun izniyle onu taklit ediyorum.
Neden etkiledi acaba beni?


her yanım bıçak kesiği
gördüğün kan karası
kapanmıyor dinine yandığımın kalp yarası
ağlıyor adamın anası

duydumki görmüşler oynaşta seni
nefesinde el oğlunun nefesi
takmış beşi biryerdeyi
kahpe kaymak gerdanlarına

şaştı iyice bende en tazesi kantarımın benliği, neyle tartayım
gidip sıyırayım gördüğüm ilk entariyi, öldürene kadar aldatayım

öyle olmuyor, böylede olmuyor
sığmıyor bu benim meşrebime vesselam
bu değil anamın ben diye büyüttüğü
uymuyor adamlık hamuruma böyle intikam

ah ne zormuş sevdalanması, bir erkeğin ağlaması
seçmedim yaşadım yeri hayat diye, dibe vurdum lanet olası

şimdi arkamdan atıp tutuyorlar, karı gibi acı çekiyor diyorlar
ben oluk oluk kan kaybında onlar adamlığı inkar zannediyorlar
soframda her gece bir erkek mavras
ı, sevgili çoktan suyun öte yakasında
bundan daha çok kaybedemem, şimdi sıra insan gibi acı çekme faslında


öyle olmuyor, böyle de olmuyor
sığmıyor bu benim meşrebime vesselam
bu değil anamın ben diye büyüttüğü
uymuyor adamlık hamuruma böyle intikam


http://www.youtube.com/watch?v=hqczRXEbf6M


Youtube calismiyosa, "Özcan Denis - Kalp Yarasi" diye aratabilirsiniz.



Allah cümlemizi ici s.kisenlerden ve yalanci asklardan korusun.

Her insan hak ettigi gibi yasasin. Allahim sen büyüksün herkesin icini ve yaptiklarini görüyosun.



NEFRET!!!!

(intikam soguk yenmesi gereken bir yemektir)....



25 Eyl 2009



http://www.merkur-online.de/lokales/nachrichten/furiose-aufholjagd-nicht-belohnt-475487.html


Cirkin cikmisim ama olsun be ehüehüeheü.. kötü bisey meshur olmak :)


Iyi ki varsin futbol.

23 Eyl 2009

Su Akar Yatagini Bulur...


Kendine iyi bak!
Beni düsünme!
Su akar
yatagini bulur...


anladin mi simdi?

21 Eyl 2009

Ramazan Bayramimiz Mübarek Olsun!

Internet yeni geldi. Bayramin ikinci günü hepinizin bayramini en icten dileklerimle kutluyorum.

Bu Hafta boku 7 Eren.

Pazartesi 06.00-15.00 ( Sabah 5´te uyan ise git calis calis calis calis gel, Idmana git-gel, GS macini izle, yat)

Sali 08.15-16.05 ( Sabah 7´de uyan okula git otur otur otur otur gel )

Carsamba 02.00-11.00 ( Ister sabah 1´de uyan ister hic uyumadan ise git calis calis calis calis gel, biraz uyu ve sonra maca git, macta koy cocugu ve eve gel)

Persembe 08.00-???? ( Seminer, muhtemelen 8 de olur. Sabah 7´de uyan seminere git otur dinle gel)

Cuma 08.15-13.05 ( Sabah 7´de uyan okula git otur otur otur gel)


Vay anam vay. Hic degilse monoton degil, saglik olsun.

16 Eyl 2009

Sıçırt

Cogu kisi bilir ama bilmeyenler de okusunlar, görsünler, gülsünler..


Bok Çeşitleri

Hayalet Bok:Sıçtığınızı zannedip de tuvalete baktığınızda göremediğiniz bok.Temiz Bok:Sıçıp tuvalette gördüğünüz ama götünüze bulaşmayan bok.

Vıcık Bok:özellikle eğer batı dünyasının taharet musluğuna sahip olmayan tuvaletlerinden birindeyseniz 50 kere sildikten sonra bile hala götünüzde kalan bok çeşidi. eğer götünüzü yıkama imkanına sahip değilseniz, götünüzle donunuz arasına tuvalet kağıdı koymanıza neden olan bok.ikinci dalga:tam sıçıp ayağa kalkmışken daha sıçasınız olduğunu anlamanıza neden olan bok.

diyet bok:o kadar çok sıçarsınız ki 3-4 kilo kaybedersiniz. iste o bok.

anakonda:o kadar uzundur ki, tuvalet fırçasıyla parçalara ayırmadan sifonu çekmeye korkarsınız. (çünkü sifondan gelen su anakonda' ya çarpıp her tarafa sıçrayabilir)

tersine havai fişek gösterisi:çok kısa bir zamanda içinizdeki bok parçacıklarını bol gazla birlikte fışkırttığınız durum. genelde tuvaletin her tarafının kirlenmesine ve "Has siktir!" demenize sebep olur.

mısır boku:eh. mısıra benzeyen bok.

"ah keşke sıçabilseydim" boku: bu bok götünüzden çıkmamakta ısrar eder ve uzun sure oturmanıza ve bir kaç kere osurmuş olmanıza rağmen içinizde kalır. kabızlıkla yakından alakası olsa da kabız olmadığınız durumlarda da bu boktan üretebilirsiniz.

demir bok:çıkarken o kadar çok acıtır ki, çıkan şeyin demirden ve enlemesine çıkıyor olduğunu düşünürsünüz.

Göt ıslatan boku:bu bok götünüzden o kadar şiddetli ve süratli çıkar ki, tuvaletteki suyu götünüzün her tarafını az çok ıslatacak şekilde sıçratır. bu sıçışın ardından duş almak dinimizce tavsiye edilmektedir.

sıvı bok:adı üstünde götünüzden çıkan kahverengi sıvıyla tuvaletin her tarafını berbat etmenize neden olan bok. o kadar sıvıdır ki, bunla işemenin mümkün olduğunu düşünürsünüz.

bol sarımsaklı işkembe boku:o kadar kötü kokar ki, evin tamamını havalandırmak icap eder. bu bokun muhtemel nedeni içerken yediğiniz onlarca sarımsaklı mezenin üstüne içtiğiniz bol sarımsaklı işkembe çorbasıdır.

sosyete boku:koca cüssesine rağmen kokmadığı düşünülen bok.

küçük şirin pipildekler:özellikle kamuya açık tuvaletlerde sıçtığınızda, defalarca sifon çekmenize neden olan bok. iki üç kere sifonu çekmiş olmanıza rağmen, hala bazı küçük top gibi parçacıkların su da yüzdüğünü görürsünüz.

isyankar bok:bu osurmaya çalışırken kaçırdığınız boka verilen isimdir. genelde evinizde değilken başınıza gelir ve donunuza bulaştığı için bütün gün sizi rahatsız eder.

komando bok:kıçınızı temizlerken, götünüzün etrafındaki kıllara asili kalarak düşmemeyi başarmış olan lokum kıvamında, fındık büyüklüğünde bok parçasına verilen isim.

buzul boku:yarısı suyun içinde yarısı da suyun dışında duran bok.

gülle bok:çok kuvvetli bir osurukla birlikte götünüzden fırlayan büyük bok parçasına verilen isim. genelde klozetin kırılıp kırılmadığını kontrol etmenize neden olur.

şakacı bok:götünüzden çıkar gibi olur, fakat çıktı sanıp gevşediğinizde geri girer. yarısı gözükür, sonra tekrar içeri girer. Adeta çıkacağı yeri büzükten kafasını uzatarak kontrol eden ve beğenmeyip geri dönen bu boku çıkarmak pek zordur. en iyi yöntem yarısını çıkarmayı başarınca çıkan kısmını tuvalet kağıdı ile silmek ve fazla zorlamamaktır.

keçi boku:küçük küçük parçalar halinde çıkan ama sıç sıç bitmeyen bok. bir nokta da sıkıntıdan sıçmayı bırakırsınız, çünkü hiç bitmeyecek gibidir.

simge boku / fal boku:götünüzden yavaş yavaş çıkar ve yayıla yayıla serilir. kalkıp baktığınızda kesin bir harfe ya da simgeye benzetirsiniz. Bunu yorumlayarak geleceğiniz hakkında ipuçları elde edebilirsiniz.

yanıcı bok:büzüğünüzü o kadar çok yakar ki, kibrit çaksanız yanacağına emin olursunuz.

çifte yoğunlukta bok:sıçtıklarınızın bir kısmı su da yüzerken, bir kısmı suya batmıştır. aralarda bazı "buzul boklarına" da rastlanır.

tıkaç:sıçtığınızda tuvaleti tıkayan, sifonu çekince de suyun taşmasına neden olan nadir bok çeşididir. uzun sureli kabızlıktan sonra iyi bir sıçış bu etkiyi gösterebilir.

rüyalarınızın boku:uzun sureli kabızlıktan sonra hayal edeceğiniz bok çeşidi.

beton:rüyalarınızın bokunun hayata geçtiği bok. bazen tıkaç şeklinde de görülebilir.

utangaç bok:sıçtıktan sonra doğrudan tuvalet deliğinden geçip gözlerden kaybolan bok.

Gökkuşağı boku:çeşit çeşit renkte meyve sebze vs.yi yedikten sonra iyi sindiremeden sıçarsanız oluşacak olan bok..

sarkıt bok:sıçarken götünüzden ayrılmayan, bir süre asılı kalan komando özentisi bok. biraz sallanarak düşürmeye çalışabilirsiniz .

asosyal bok:tam sıçacakken, tuvalet kapısının önünde birileri olduğunu hissettiğinizde içeri kaçan bok.

uyuşturucu bok:çok uzun surede çıktığından ayaklarınızın uyuşmasına neden olan bok.

beklenmedik misafir:tam işerken götünüzden kaçan küçük hacimli ama gününüzü berbat edebilecek bok.

gök gürültüsü bok:bu bok götünüzden çıkarken o kadar çok ses çıkarır ki hem inanamayıp gülümsersiniz, hem de ev ahalisine rezil olduğunuz için kontrol etmeye çalışırsınız fakat kontrol etmeye çalıştıkça daha çeşitli sesler çıkarabildiğinizi anlayıp daha çok gülümsersiniz.

14 Eyl 2009

Agzima sictin be baba!

Vay Gözünü Sevdiğimin Dünyası

Dokunsalar Ağlar Oldum Bugünler

Yüreğimde Bir Zalımın Yarası

Yaralarım Bağlar Oldum Bugünler

Derdim Yüzler Aştı Yarim Bir İken

Yüreğimde Yar Ateşi Var İken

Garip Garip Bir Köşede Dururken

Dertli Dertli Söyler Oldum Bugünler

Böyle Miydi Benim Sana Dileğim

Sen Gel De Ki Ardın Sıra Geleyim

Akarsuyum Ben Her Zaman Böyleyim

Yare Doğru Çağlar Oldum Bugünler

Muhlis Akarsu

Erol Baba naptin sen ya?? Of offffffffff... Youtube´u acamayanlar. "Erol Parlak - Vay Gözünü Sevdigimin Dünyasi" diye aratabilirler.

Iyi dinlemeler, iyi dertlenmeler. Vay beee.

Muhlis Akarsu´yu da saygiyla aniyorum burdan. Büyük üstad. Ruhun sad olsun.

14 Eylül

Annemin dogum günü. Nice yillara nice yaslara güzel anam benim. Bu vesile ile dünyadaki tüm annelerin önünde saygiyla egiliyor ve ellerinden öpüyorum. Anneler kutsaldir, bosuna dememisler Cennet Annelerin ayaklarinin altindadir diye. Onlara her zaman saygi gösterelim.


Okulun ilk günü de güzel gecti ayrica. Yillardir internetten görüsüp bir türlü tanisma firsati bulamadigimiz birisiyle tesadüfen bugün okulda görüstük. Iyi oldu. ultrAslan-Avrupa Bayern tayfasi bir birey daha kazanmis oldu belki de. Hayirli olsun. Bekleyip görecegiz :)

13 Eyl 2009

Yarin okul basliyooor

Oley. Okul basliyo, yarin ilk okul günüm. Seviniyorum cocuklar gibi. Yeni insanlar, yeni ortamlar.


Özlem Yilmaz


Özlem Yilmaz
Kara göz, kara kas, kara sac, beyaz ten. Tek kusuru belki burnu, kalemle cizilmis gibi olcak arkadas. O kadar da kötü degil zaten.

12 Eyl 2009

...

Geceler mi uzadi yoksa yoklugun mu hayatimi karartan?


Okuyo musun buralari? Takip ediyo musun beni sessiz ve derinden?

Sen hep iyi ol, ben cok iyiyim bak. Buralara yaziyorum zaman buldukca. Özlersen cok bakarsin arada, sonra gecer zaten.


Hani tartisirdik ya ask var mi yok mu gecer mi gecmez mi diye. Belki gecer simdi ne dersin? Bekleyip görelim.



Belki de kendi kendime gelin güvey oldum, hala da oluyorum. Askin asaletine, safligina güvendim. En agir darbeyi de Ask denilen seyden aldim. Olsun. Sonucta önümüze bakmaliyiz, kimsenin elini kolunu baglayamam ya. Olacak yeni sevgililerin...



Benim de olacak. Onlarla seninle konustugum gibi konusucam, sana baktigim gibi bakicam. Sana dokundugum gibi dokunamicam, cünkü artik korkuyorum birine dokunmaya. Onlar da bana senin yaptigini yaparlarsa ya? Hicbir seyi sahiplenmicem artik, tipki suan seni sahiplenmedigim gibi. Gökyüzünde yildizlara bakardik senle hatirlarsin.. Orda kutup ayisini biliyo musun? Ben o kutup ayisinin 2. yildizini sectim kendime, benim o. O yildiz benim. Baska da biseyim yok zaten bu hayatta sahiplenicek, vardi artik yok.

Önceden senden baska hicbiseyim yoktu ve senden baska herseyi olanlara acirdim. Önceden kaybedecek biseyim vardi, sen vardin. Artik yok. Kaybedecek biseyim yok artik...


Kiskanmiyorum. Seni kiskanmiyorum ve kiskanmicam. Bundan sonra özgürsün. Hani cok tartisirdik ya sana hic izin vermiyorum diye. O tartismalar olmucak artik. O cok soru soran adam yok artik, bundan sonra da olmucak. Neden? O kim? Bisey oldu mu? Biri bisey dedi mi? Bir problem var mi? Günün nasil gecti? Is nasildi? Her neyse be..


Umarim hayatta dogruyu bulursun. Umarim hayatina düzgün insanlar sokarsin. Cünkü biliyosun senin üzülmeni istemiyorum. Yalan insanlar gördükce umutsuzluga kapilcaksin. Kimseyi benimle kiyaslama, kimseye benden bahsetme. Beni düsünme. Beni düsünüp karsindaki insana hayati izdirap etme, ben cok cektim baskasi cekmesin. Geceleri aglicaksin belki, gözyaslarin benim adimi haykiricak ama duymucaksin. Duyma zaten.


Emri vaki konustum özür dilerim senden. Özür dilemiyoduk birbirimizden. Özür dilemene gerek yok dedigini duyar gibiyim. Emri vaki konusmalardan hoslanmiyosun ama, onu da biliyorum.



Kendine iyi bak
Beni düsünme

11 Eyl 2009

Dünyanin en gereksiz tespiti

Is yerindeki tuvalet sola cekiyo. Demek ki millet sicarken saga dogru kaykilip kicini soldan siliyo. Benim teknigim de budur. Arkadas ortamlarinda koptugumuz sohbetlerden biridir bok ve kic silme olayi. Farkli yöntemler duyuyor ve yariliyoruz topluca. Kendi taktigimi en yakinlarima söylerim sadece, böyle ulu orta yerde olmaz :)

10 Eyl 2009

Is yerinde en cok sorulan soru..

- Türk müsün?
- Evet.
- Memleket?
-Kirklareli.
-Heeeee....???!?!?
-Trakya Trakya. Edirne, Tekirdag, Istanbul falan.
-Heee tamam biliyorum.
--------------------------------------------------------

-Türk müsün?
-Evet.
-Eee söylesene be kardesim. Türkce konusurduk.
-Konusma diyen yok ki abi.
--------------------------------------------------------

-Türk müsün?
-Hayir!
-Hönk?!?!?!
-------------------------------------------------------

9 Eyl 2009

Dünyanin en büyük köyü Istanbul!

Ne yazik ki gercek...


Dünyanin en güzel sehirlerinden birisi belki.
En büyük köyü oldugu kesin!

Ölen vatandaslarimiza allahtan rahmet, yakinlarina ve geride kalanlara sabir diliyorum..

Dayan Istanbul!




Insan!

Bugün depo´ya gelen kesinlikle bu türden degildi. Kadin 30lu yaslarda ama gögsünün arasinda dövme var. Bir de bir sürü piercing falan filan, hava alaninda kesinlikle gecemez o aletlerden. Geldi bana Türk bir adam var az önce burdaydi o nerde diye sordu. Ben de ebenin a.i dedim ikibinbesyüz tane türk calisiyo burda. Öyle demedim de nasil biri diye sordum. Ufak boylu az sacli biyikli dedi. Hasan abiyi tarif ettigini anladim, bilmiyorum dedim. Kadin gitti. Ama o nasil dövmeydi arkadas? Kesinlikle karakterim degildir bayanlarin olur olmadik yerlerine bakmak ama "bana bak!" diye haykiriyo dövme. Oklu moklu bisey. Bakmamaya calistim ama. Bayanla konusurken bakmadim o kesin.

Dövme yaptirmayin kizlar! Yakismiyo be...

09.09.09


- Öncelikle: Ablamin dogum günü. Tarihin güzelligine bak be hey yavrum. Her kula nasip olmaz 09.09.09 da dogum günü kutlamak.

- Bu sabah saat 9´u 9 gece ilginc bir görüntü olusmustur saatlerde.

- Bosna maci var, cok kritik mac. 0-9 olsun bizim olsun.

- Birdahaki 09.09.09 tam 100 sene sonra, kendimizi sansli hissedebiliriz. 100 sene sonrakini göremeyiz herhalde :)

- Acaba 100 sene önce de böyle bos seyler icin kafa yoruyomuydu millet?

7 Eyl 2009

9-17

Ne bicim calisma saatisin olum sen? Sabah 8´de kalkiyorum. Zorla biseyler yiyip (hap aliyorum) 8.30´da evden cikiyorum. 9´da basliyo sevgili isim. 17´de bitiyo. Ulan bütün günüm ölüyo. Eve gelip anca yemek yiyebiliyorum. Sonra idmana gitmek üzre evden cikiyorum tekrardan. Tam saat 18´de. Yani evde yemek yiyip, idman malzememi toplayip, üstümü degistirebiliyorum ancak. Bir saat anca ona yeter zaten. Sonra idman idman idman. Kostur babam kostur. Allahtan futbol´dan zevk aliyorum, sahada herseyi unutuyorum. Yoksa cekilmezdi hani. Eve gelmem 22´yi buluyo en erken. Sonra da anca suan yaptigim gibi internette göz gezdirip yazarsam blog´a yazi yazabiliyorum, siz de okuyosaniz okuyosunuz. Iki hafta boyunca böyle devam etcek simdi, sonra baska bir bölüme gecicem. Meslek yapiyoruz ya, tüm isleri görmemiz gerekiyomus. Görelim bakalim. Söz veriyorum yükselip hepinizi satin alcam lan (korkmayin siz okuyuculari degil). Calistigim yerdeki herifleri. Sonra bütün isleri yaptircam size, ben yan gelip yaticam. Sabah 8´de ise baslayip 13´de gidicem lan.

Gerci bosversene be, yas daha 21. Birazcik da stres yasayalim degil mi? Hem hayatin bize sundugu kahpe dertleri düsünmeyiz belki, BOK DÜSÜNMEYIZ... Düsünüyorum aslinda biseyi cok.. Neyseeeeee :)


Dicem o ki 9-17 cok kaka calisma saatidir, beni 6-14 yapin siz de rahat edin ben de ediyim.

4 Eyl 2009

Ask ve Ölüm!

Bir sabah ansızın çektim gittim yanından.
Ardımda kocaman bir sevdaydı bıraktığım,
Biliyorum.
Sanma ki isteyerek di bu ayrılık.
Bile bile sevdasını bırakır mı insan geride,
Elimde olsa dönmezmiydim,
Biliyorsun sevgilim.
Biliyorsun ki ben seni
Mecnunun Leylasını sevdiği kadar sevdim.
Ruhum bedenimden ayrılmadan önce,
Tek kelimem oldun dudaklarımda,
Bir film şeridi gibi geçerken hayatım gözlerimden,
Sen hayatımın en güzel yerindeydin.
Sanki yer gök gürledi ben buradan giderken,
Sessizliğin çığlığında bilmiyorum ben neredeydim.
Ben sadece yukarıdan bakıyordum bedenime,
Öylesine solgundu ki bedenim
Ben bu soluk bedenden yüreğimde olan seni aldım
Sanma ki bedeni olmuyanlar ağlamazlar,
Sen duyduğunda gittiğimi
Ben o anda bile seninleydim.
Göz yaşlarına dokundum,
Yüzünü okşadım,
Sana sarıldım delicesine sen ağlarken.
Ağlama ne olur sus dedim.
Bedenimi yıkadılar önce,
Musalla taşına götürdüler,
Bütün dostlarım oradaydı,
Sen oradaydın, ben oradaydım.
Hiç bırakmadım seni hiç.
Ölüm dediğin nedir ki?
Ben senden hiç gitmedim,
Hiç gidemedim.
Hani bir akşam tatlı bir esinti vurdu tenine ya,
Perde aralandı.
Bir kuş kondu ya pencerene,
İşte o bendim.
Gökyüzüne baktığında gördüğün en güzel yıldızdım ben.
Adımı her söylediğinde,
Seni duyan ve bir bedende olmak isteyen bendim.
Ben bir ruhta ağlayan sendim.
Ben seninle ağlayıp gülen,
Bedenimde ölsemde seninle yaşayandım.
Ben hiç gitmedim ki!
Ben hiç bitmedim ki!
Ben sevgilim ben
Ölmedim ki!
Tuttuğun her dileğin içindeysem hala,
Hala anıyorsan adımı,
Sanma ki hissetmiyorum,
Biliyormusun benim canım sevgilim,
Ben seni burada da,
Hala çok ama çok seviyorum.
Ölüm dediğin nedir ki?
Ben her anımda seninle doluyum,
Belki de bu yüzden bir hayalet oldum
Sensizlik vuracak beni,
Biliyorum....
Ve ben artık her şeye elveda,
Sana yeniden merhaba diyiyorum....

3 Eyl 2009

Damla Damla...

Bu aralar buna takildim. Sürekli niye sarki paylasma geregi duyuyosam artik?






Damla damla aksam sana, doldurur musun kalbini benimle?
Yoksa sen de tasiyamaz da döker misin beni yerlere?

Yagmur olsam yagsam sana, islatir misin kendini benimle?
Yoksa sen de dayanamaz da kacar misin en kuytu yerlere?

Yada bir gün düssem kalsam yasamaktan bir an yorulsam.
En karmasik hallerimde kalirmisin benimle birlikte?

Yoksa sen de dayanamaz da kacar misin bambaska ellere?
Iyi günümde kötü günümde hayatimin her yerinde,
ask denilen bu resimde durur musun benimle birlikte?
Yoksa sen de dayanamaz da gider misin bambaska düslere?


Seviyorum seni desem? Sever misin sen de bilmem... Tutar misin ellerimden? Sana dogru düsersem. Gözümün nurusun desem? Sever misin sen de bilmem... Tutar misin ellerimden? Sana sonsuz güvensem..


Bugün cok yorucu bir gündü be günlük. Düsünmeye hic firsatim olmadi, hicbir seyi. Dertleri bile düsünemedim düsün yani. O yüzden hani eren aci cekiyo falan demesin kimse. Cok iyiyim. Bisey mi var?

2 Eyl 2009





Agladim care olmadi, haykirdim olmadi.
El actim duvalar ettim kabul olmadi.
Seni sevip sensiz yasamakmis benim kaderim.

Anladim senin bana dönecegin yok, perisan halimi görecegin yok.
Anladim senin bana dönecegin yok, perisan halimi görecegin yok.

Sensizlik her gün bana haram olurken.
Anilar perde perde karsimda dururken.
Sensizlik hancer gibi sinemde dururken.

Sanma ki sen bensiz huzur bulacaksin, bir ömür böyle nasil yasayacaksin??
Anladim senin bana dönecegin yok, perisan halimi görecegin yok.



Dinleyin, dinlettirin.

1 Eyl 2009

Hayal....

Eren calismis, cok calismis ve yorulmus. Eitting´deki REWE´nin deposunda 8 derecede kulaklari donmus bir sekilde molaya cikiyo. Merdivenlere oturuyo ve daliyo güzel hayallere. Günes de anasinin gözü gibi yakiyo, elleri terliyo. Eren ellerine bakiyo, teri siliyo. Günes isigindan parlayan ter damlalari kayboluyo, sonra yine ter cikiyo. Eren kiziyo, icerisi soguk disarisi sicak. Bu nasil bir bokluktur ya diye kiziyo icinden. Sabahin köründe kalkmanin verdigi uykusuzluk ve gün boyu süren sicak-soguk degisimlerinden yorulan Eren daliyo tatli hayallere...:

Isten eve gittigini düsünüyo, yorgun, bitkin bir sekilde. Ama evde yorgunlugunu alacak birisi var biliyo, Eren´in esi. Arabayi park ederken camdan bakip el salliyo, kapiya dogru giderken kapi aciliyo. Karsisinda gülümseyen bir surat görüyo Eren, bütün yorgunlugunu unutuyo bir anda. Kalbinde acan cicek tarlasinda kosasi geliyo sonsuzluga. "Hosgeldin" diyor karsidaki "melek"...

Yemek yiyolar birlikte, dünyanin en güzel yemegini. Belki sadece makarna, ama sevgiyle yapilmis, ask ile yapilmis makarna. O kadar tatli geliyo ki ikisine de. Romantiklik, gülüsme ve ask dolu bakislarla yiyolar yemeklerini. Sonra aksama kadar vakit geciriyorlar. Gülüyolar, egleniyolar...


Gece yataga girdiklerinde o cok yorgun Eren uyumamak icin direniyor. Direnmesinin sebebi yanindaki melegi uyurken görmek. O kursun kalemle cizilmis gibi duran burun, zeytin gibi kara olan kocaman kocaman gözler, en cok "seni seviyorum"´un yakistigi kiraz dudaklar. Uyurken onlarin ne kadar büyüleyici durduklarini biliyo Eren. Bir kez daha, bir kez daha görebilmek icin direniyo yorgunluga, uykusuzluga. Cünkü buna deger biliyo. Yanindaki prenses uyuyo kollarinda ve Eren ona bakiyo, dakikalarca... Onu öpüyo ve uyanmamasi icin kipirdamamaya calisiyo. Ikisi de mutlu bir sekilde belki de hayatlarindaki en huzurlu uykuyu geciriyo.


Gece uyurken uyaniyolar, bir bakiyolar ki hala sarmas dolaslar. Eren meleginin burnunu elliyo, onu sevip öpüyo ve tekrar daliyolar en tatli hayallere....





Nerdesin be???




Evlenip hayatimi düzene sokmak istiyorum...